Proloterapi Nedir?

Proloterapi özel bir ilacın vücuda enjeksiyon aracılığıyla uygulanması ile yapılan ve vücutta hasarlı ve işlevsel özelliğinde sıkıntı yaşayan kişiyi tedavi etmek amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Vücuttaki ligamen adı verilen yapıların tamirini de hedeflemektedir. Yapılan enjeksiyon uygulaması ve bu şekilde tedaviyi hedeflemesi nedeniyle rejeneratif enjeksiyon tedavisi, proliferasyon tedavisi diye de adlandırılır.

Proloterapi, sıkıntı yaşanan eklemde ağrıyı azaltmak amacıyla sıvı şeklinde enjeksiyonlarla yapılır. Yapılan enjeksiyonlar genel olarak lidokain tarzı bir uyuşturucu maddesi ile birlikte dekstroz, salin veya sarapin tarzında natürel maddeler içermektedir. Uygulanacak tedavi, hasta kişiden kök hücre gerektiren trombositçe zengin plazma enjeksiyonları gibi değildir. Bununla birlikte kortizon enjeksiyonlarından da farklı bir uygulamadır.

Proloterapi İle Tedavisi Yapılan Hastalıklar Nelerdir?

  • Yaralı eklemlerde tedavi
  • Bağ dokuları tedavisi
  • Artrit
  • Kamçı yaralanması
  • Spor yaralanmaları
  • Travma sonucu oluşan sorunlar
  • Dejenaratif Disk rahatsızlığı
  • Fıtık
  • Kireçlenme
  • Fibromiyalji
  • Menisküs
  • Burkulmalar
  • Kasık çekmesi
  • Migren
  • Skolyoz
  • Kifoz
  • Güç kaybı
  • Siyatik
  • Plantar fasit
  • Topuk dikeni
  • Tenisçi dirseği

Proloterapi Vücudun Hangi Bölgelerine Uygulanabilir?

  • Eller
  • Pelvik alanlar
  • Omuzlar
  • Dizler
  • Kalçalar
  • Sırt
  • Boyun

Proloterapi Tedavisi Riskleri Ve Avantajları Nelerdir?

Proleterapi çoğu insana uygulanan ve uygulaması güvenli kabul edilen bir yöntemdir.

Ameliyatlarda ki gibi anestezi gerektirmediğinden tedavi bu riskleri ekarte eder.

Enfeksiyon ihtimali yok denecek kadar azdır.

Hastada iyileşme süresini diğer tedavilere göre azalttığı için avantajlıdır.

Proloterapi Tedavisi Hangi Aralıklarla Ve Kaç Defa Uygulanmalıdır?

Proloterapi ile tedavi süresi birkaç hafta aralıklarla ve uygun görülürse 6’ya kadar çıkabilen seanslarda uygulanarak çeşitli hastalıklar tedavi edilir. Seans aralık ve sayıları hastalık bölgesi, yaş ve genel vücut yapısına uygun olarak ayarlanmalıdır.